İnfertilite (Kısırlık Tedavisi)

Kısırlık Tedavisi

Kısırlık tedavisi: Çiftlerin çocuk sahibi olma arzularına ve düzenli cinsel ilişkide bulunmalarına rağmen, bir yıl içerisinde gebelik elde edilememesine infertilite (kısırlık) adı verilmektedir. Düzenli ilişkiye rağmen her ay gebe kalma şansı ancak %25 civarındadır. Korunmayan çiftlerin %85’inde bir yıl içerisinde gebelik oluşması beklenir. Toplumda kısırlık problemi ile karşılaşma oranı %15 civarındadır.

Kısırlık Nedenleri?

Kadına ait nedenler : %40-50
Erkeğe ait nedenler : %30-40
Her iki çifte ait nedenler : %20-25
Açıklanamayan infertilite : %10-15

Kadınlara Ait Nedenler

1. Yumurtlama bozuklukları: Yumutlamanın hiç olmaması veya seyrek olması olarak tanımlanabilir. Olgularda hemen çoğu zaman adet görmeme veya seyrek adet görme (35 günden daha uzun aralıklarla adet görme) vardır. Yumurtlama bozukluğu başlıca dört ana grupda incelenebilir.

a) Birinci grupda yumurtalıkları uyaran hormonların eksikliği söz konusudur. Yumurtlatma tedavisine oldukça iyi yanıt gözlenir.
b) İkinci grupda polikistik over sendromlu (PCOS) olgular vardır. Adet görmeme veya seyrek adet görmeye ilaveten kadındaki androjen hormonu fazlalığı ile karakterize cilt değişiklikleri (tüylenmede artma, yağlı cilt, sivilce) gözlenir. Öncelikle hap, başarısız olunduğu takdirde iğne tedavisi uygulanır. Netice alınamaz ise hasta tüp bebek uygulamasına yönlendirilmelidir.
c) Üçüncü grup, çocuk sahibi olmak için tek şansın evlat edinme veya ülkemizde yasal olmayan yumurta bağışı olduğu erken menopoz olgularıdır. Bu olgularda, tüp bebek dahil, her türlü yumurtayı uyarıcı ilaç ve protokol başarısızdır. Bununla birlikte, erken menopoz olgularının bir kısmında (%10), ilk 5 yılda, yumurtalık fonksiyonunun geriye gelmesi söz konusu olabilir.
d) Dördüncü grup, Prolaktin denilen süt salgılayıcı hormon fazlalığı ile karakterize durumdur. Prolaktin hormonu fazlalığında yumurtlama gerçekleşmez. Prolaktin düşürücü ilaç tedavisi ile yumurtlama çoğu olguda geriye gelir.
Sonuç olarak, sadece yumurtlama bozukluğuna bağlı kısırlıkta, ilaç tedavisi ile tatminkar neticeler elde edilebilinir. Bununla birlikte standard tedavi ile gebelik elde edilemiyen çiftler tüp bebeğe yönlendirilmelidir.

2. Tüp (kanal) tıkanıklığı ve/veya hasarı: Tüplerin kısmen veya tamamen tıkalı olması durumunda sperm ve yumurta’nın tüp içinde biraraya gelmesini engelleyerek döllenme ve buna bağlı gebeliği imkansız kılar. Geçirilen yoğun iltihaplar, karın içi ameliyatları, uzun süre spiral kullanımı da batın içi iltihaplara bağlı olarak oluşan tüp hasarına yol açabilir.

3. Endometriozis ve Endometrioma (Çikolata Kistleri): Adet ağrısı, sürekli kasık bölgesinde ağrı ve cinsel birleşme sırasında ağrı duyan hastaların %50-70 inde endometriozis denilen hastalık vardır. Normalde rahim içini döşeyen hücrelerin (endometriyum) rahim dışında olması endometriozis olarak adlandırılır. Yumurtalıklardaki endometriyozis ise endometrioma denilen çikolata kistlerine yol açar. Laparoskopi konusunda deneyimli olan ekibimiz, tamamen kapalı girişimlerle edometriyozisin tanı ve tedavisinde hastaya konforlu imkanlar sunmaktadır. Erken evre endometriyozisde (Evre I, II) aşılama uygun seçenek iken ileri evrelerde (Evre III, IV) hastala tüp bebek yöntemlerine yönlendirilmektedirler.

4. Anatomik Nedenler: Doğuştan olan veya sonradan oluşan ve kadın genital sisteminin normal anatomisini bozan hadiseler de infertiliteye neden olabilir. Bu nedenle hastalarımıza detaylı jinekolojik ultrasonografi rutin olarak yapılmaktadır. Gerekli hallerde SIS (Salin infüzyon sonografisi) veya tanısal amaçlı laparoskopi ve histeroskopi de istenebilmektedir.

Rahim içi yapışıklıklar da kısırlık nedeni olabilmektedir. Geçirilmiş kürtaj, rahim ameliyatı veya verem sonrası rahim içi yapışıklıklar gelişebilmektedir. Tüp bebek uygulamasından önce rahim içinin normal olarak görüntülenmesi çok önem arz eder; bu nedenle rahim tüp filmi veya çoğu zaman ofis histeroskopisi ile değerlendirme yapılır. Ofis histeroskopisi esnasında saptanabilecek normalin dışında durumlarda (rahim içi yapışıklık, polip, myom, veya doğuştan olan perde-septum) aynı anda cerrahi ile düzeltme sağlanabilmektedir.

Erkeklere Ait Nedenler

Erkek infertilitesi tedavisi zellikle mikroenjeksiyon tekniği, daha önceden tedavi imkanı olmayan birçok infertil erkeğe tedavi şansı vermiştir.
Çocukluk ve gelişme dönemlerine ait kriptorşidizm (testislerin kasık kanalı içinde kalması, zamanında torbaya inmemesi) ve düzeltilmesi için yapılan orşiopeksi ameliyatı, fıtık ameliyatları, mesane ameliyatları, testis tümörü nedeni ile testisin alınması, sperm taşıyıcı kanalların görüntülenmesine ait işlemler, penise, idrar kanalına veya testislere ait geçirilmiş ameliyatlar sorgulanır.
Sistemik hastalıklara yönelik incelemede diyabet (şeker hastalığı), sinir sistemine ait hastalıklar ve bunlara ait geçmişte yapılmış ve halen yapılan tedaviler öğrenilir. Ateşli hastalıklar, ergenlik döneminde geçirilen kabakulağa bağlı oluşan testis iltihaplanması (orşit), cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar, tüberküloz gibi enfeksiyon nedenleri araştırılır.

Ayrıca işyerinde veya çevrede bulunan kimyasal maddeler, zehirli gazlar, ilaçlar (kemoterapi ilaçları, simetidin, sulfasalazin, nitrofurantoin, testosteron preparatları), sık alınan sıcak banyolar veya sıcak çalışma ortamları, radyasyon, alkol ve sigara kullanımı araştırılır. Bu faktörler sperm üretimini kötü yönde etkiledikleri için önemlidir. Ailevi kısırlık (bir kaç kardeşte benzer sorunların olması, ailede küçük yaşta ölen kardeşlerin bulunması) araştırılır. Sık solunum yolu enfeksiyonları, koku alma kusuru, meme başlarından süt gibi beyaz bir sıvının gelmesi, şiddetli baş ağrıları doktorunuza ileteceğiniz önemli sorunlar arasındadır.

1Hormonal nedenler: Hipofiz bezi FSH ve LH hormonlarını salgılamaktadır. Bu hormonlar testislerden sperm üretimini ve erkeklik hormonu olan testosteronun salgılanmasını uyarır. İncelemeler bu hormonlara ait bozuklukları veya testislerde sperm üretim bozukluğuna işaret eden hormonal değişiklikleri gösterir.2. Testislere ait nedenler: Testise ait nedenler iki grupta toplanabilir: Sperm yapım bozukluğuna bağlı nedenler (non-obstrüktif) ve sperm atım bozukluğuna bağlı nedenler (obstrüktif).

a) Obstruktif (Sperm taşıyıcı kanallara ve organlara ait nedenler): Testislerde üretilen spermler, epididim organından geçerek vaz deferens olarak bilinen sperm taşıyıcı kanallar aracılığı ile penise taşınır. Üretilen sperm hücrelerinin, bu sistemdeki bir tıkanıklığa bağlı olarak ejakülata (meni) ulaşamaması söz konusu olabilir. Bu hastalara PESA, MESA, TESA uygulanabilir.
b) Non-obstruktif nedenler (Sperm yapım kusurları): Testislerden sperm üretilememesi durumudur. Bu hastalarımızdan hormonal ve genetik tahliller istenir (Periferik karyotip analizi ve Y kromozomu mikrodelesyon analizi). Sonuçlara göre sperm bulma şansı belirlenir. Bu hastalardan Micro-TESE ile sperm bulunabilir.
Erkeğe bağlı infertilitede mikroenjeksiyon ile elde edilen başarı kısırlık tedavisinde yeni bir dönemin başlamasına yol açmıştır.

Tedaviye Başlamadan Önce İstenilen Tetkikler

Tedavi boyunca kadın ve erkek için yapılması gerekli muayene ve tetkikler vardır. Tüm tetkikler merkezimizde yapılabilmektedir.

Bunların yanısıra gerekli olan hallerde daha ileri testler istenebilmektedir. Kadınlarda direkt tüp bebek kararı verilmişse HSG yerine merkezimizdeki ileri teknolojik yöntemlerden biri olan kameralı rahim içi incelemesi (Ofis Histeroskopi) istenebilir. Bu yöntem hastaya büyük bir konfor sağlanmakta, minimum rahatsızlık ile işlem çok kısa sürede tamamlanmaktadır. Bazen işlemlere başlamadan Laparoskopi veya Histeroskopi gerekebilmektedir. Ekibimiz bu ileri teknolojik uygulamaları başarı ile uygulayabilecek donanıma sahiptir.

Azoospermik (Hiç spermi olmayan) erkeklerde genetik tahlilleri (Periferik karyotip analizi ve Y kromozomu mikrodelesyon taraması) ve hormonal düzeyleri de istenmektedir.

Üreme tıbbında önemli olan doğru tanıyı koymaktır. Ekibimiz bu bilinçle hareket edip doğru teşhisi koymak için azami dikkat göstermektedir. Ancak bu şekilde hasta dostu tedaviyi seçmek mümkün olabildiğine inanmaktayız.

Kısırlık Tedavisine Giriş

İnfertil hastaların tanı ve özellikle tedavisinde son 10 yıl içinde baş döndürücü gelişmeler elde edilmiştir. Tüp bebek ve ilgili tekniklerde sağlanan gelişmeler ile daha önce ümitsiz olan çoğu çift günümüzde çocuk sahibi olma şansını yakalamıştır.

İnfertil çiftlerde tüp bebek uygulaması en son tedavi seçeneği olarak görülmelidir. Kısırlık nedenine göre değişmekle birlikte öncelikli olarak standard tedavi metodları denenmelidir. Standard tedavi metodları ile yanıt alınamıyan olgularda tüp bebek tercih edilmelidir. Bu bağlamda kadın yaşının son derece önemli olduğu hiç bir zaman göz ardı edilmemelidir. Bayan yaşına bağlı özellikle 38 yaş sonrasında gebe kalma potansiyeli azalmaktadır.

İleri kadın yaşı varlığında tüp bebek dahil her türlü tedavide başarı şansı azalmaktadır. Bu nedenle, gebe kalmakta güçlük çeken çiftlere, uygun araştırma sonrası, tüp bebek öncesi tedavi seçenekleri ile başarı elde edilemiyor ise gecikmeden tüp bebek uygulamasına geçmelerini öneriyoruz.

Tedavinin başarısını belirleyen en önemli unsur doğru tanı ve en etkin tedavinin seçilerek hızlı bir şeklide uygulanmasıdır.

İnfertilite (Kısırlık) Tedavilerinin Başarısı

İnfertilite tedavisi ekibin ve çiftin katılımını gerektiren uzun ve yorucu bir süreçtir. Bu alanda yaşanan anlamlı gelişmelere rağmen maalesef tedaviye başlayan her çiftte hamilelik olması olanaksızdır. Tedavinin başarısı direkt olarak kadının yaşına ve yumurtalık rezervi ile ilgilidir. Yeterli sayıda yumurta üreten ve 39 yaşından küçük kadınlarda 3 tedavi siklusu sonrası kümülatif gebelik beklentisi %80 civarındadır. Bir başka deyişle tedaviye başlayan 100 çiftten yaklaşık 80 tanesinin 3 deneme sonrası çocuk sahibi olmaları beklenir. Buna karşılık 39 yaşından büyük kadınlarda özellikle yumurtalık rezervinin azaldığı durumlarda sonuçlar can sıkıcı olabilir ve kümülatif gebelik oranları %10-30 arasında değişmektedir.

Tedaviye başlamadan önce dikkat edilmesi gereken önemli noktalar

1. Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır. Sigara, verdiği genel sağlık zararlarının yanı sıra, kadınlarda gebe kalma şansını azaltmaktadır. Araştırmalara göre sigara ve alkol erkekte; sperm sayısını, hareketliliğini ve normal yapıdaki sperm oranını azaltır. Kadının tedavi boyunca ve gebelik sırasında sigara içimi kesinlikle yasaktır. Bu durum alkollü içecekler içinde de aynı olup, gerek tedavi aşamasında gerekse de gebelik süresince kesinlikle alkollü içecekler kullanılmamalıdır.
2. Folik asit içeren bir multivitamin başlanmalıdır
3. Tedavi süresince gece uykuları da dahil mümkün olduğu kadar düzenli ve stresten uzak bir hayat sürülmesinde fayda vardır
4. Belirli bir diyetin faydalı olduğuna dair herhangi bir veri yoktur. Hayvan çalışmalarında proteinden zengin beslenmenin yararı olduğu gösterilmiştir.
5. Kullanılacak olan tedavi protokoluna bağlı olarak adetin 20-21. günlerinde yumurtalıkları baskılamak amacı ile bazı ilaçların kullanılması gerekebilir.
6. Bazı durumlarda tedavi öncesinde doğum kontrol hapları veya estrojen kullanılması gerekebilir.
7. Tedavi öncesinde yapılması gereken laboratuar testleri tamamlanmalıdır
8. Tedavi başlarken alt yapı sorunlarınızı (ulaşım, konaklama, zamanlama, izin, v.s.) çözünüz.
9. Başarı şansınızla ilgili negatifliklerden çok, pozitif yönleri düşünüz. En yüksek başarı şansını yakalayabilmek için ekibimizin azami özeni gösterdiğini hissedecek ve göreceksiniz. Lütfen endişe etmeyiniz.
10. Eğer herhangi bir sağlık problemi nedeniyle ilaç kullanıyorsanız bunu doktorlarınıza bildiriniz ve tüp bebek tedavisi nedeniyle bu konuda doktorunuzun yapacağı açıklamalara ve yönlendirmelere uyunuz.

İnfertilite Tedavisi

Ekibimiz, gerekli muayeneleri yaptıktan ve tüm tetkiklerinizi inceledikten sonra size bir tanı koyacak ve bulgularını sizlerle paylaşacaktır. Tedavi için karşımız üç seçenek çıkmaktadır.
1. Yumurta çoğaltıcı tedavi ve zamanlanmış ilişki
2. Yumurta çoğaltıcı tedavi ve inseminasyon (IUI-aşılama)
3. Yumurta çoğaltıcı tedavi ve tüp bebek tedavisi (IVF-ICSI (In vitro fertilizasyon ve Mikroenjeksiyon)

İntrauterin İnseminasyon (Aşılama Tedavisi)
Bu tedavide amaç yumurta ve spermin karşılaşma olasılığının ve yumurta sayısı ve sperm kalitesinin artırılarak döllenme şansının yükseltilmesidir. Aşılama, laboratuarda özel aşamalardan geçirilip hazırlanmış spermlerin, özel kateter aracılığı ile intrauterin kaviteye enjekte edilmesi işlemidir. Genel olarak başarı %15-25 arasında değişmektedir.

Endikasyonları

1. Servikal mukus problemleri. Ör. Servikal mukusun sert olup sperm geçişine izin vermemesi.
2. Ejekulasyon problemleri; İmpotans, vaginismus, anatomik penis problemleri (düzeltilmemiş hipospadiyas, paraplejik erkek…)
3. Retrograd ejekülasyon dediğimiz spermin bazı hastalarda geriye kaçışı ve idrara karışması
4. Açıklanamayan infertilite
5. Evre I-II endometriozis olguları
6. Yumurtlama problemlerine bağlı infertilite
7. Kadının kocası uzun süreli bir yolculuğa çıkacak ve bu süre zarfında gebelik için, erkeğin önceden dondurulmuş spermleri çözülüp IUI için kullanılabilir.
8. Hafif düzeyde olan erkek infertilitesinde. Örneğin sperm sayı ve hareketinde sınırda sorun olması

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu